Les plus belles éléments de la nature se sont regroupés pour faire une femme. Signé: une femme :-)
31 Aralık 2011 Cumartesi
23 Aralık 2011 Cuma
15 Aralık 2011 Perşembe
9 Aralık 2011 Cuma
Eğer bunu elde etmeyi kolay sanırsan...
Dalı budağı bırak, asıl ve kök için ağla.
Bütün asılların aslını, bütün üstadların üstadını aramalısın. Eğer bunu elde etmeyi kolay sanırsan, gaye nazarında hor görülür unutma...
Bütün asılların aslını, bütün üstadların üstadını aramalısın. Eğer bunu elde etmeyi kolay sanırsan, gaye nazarında hor görülür unutma...
27 Kasım 2011 Pazar
21 Kasım 2011 Pazartesi
16 Kasım 2011 Çarşamba
dinlen bir nefes al
Jehan Barbur'dan bir şarkı: http://fizy.com/#s/1f1pbk |
yoluma yolundan akıp giderim
yüzüne içimden bakıp eririm
sözünü sesinden tanır bilirim
özüne gözünden akıp gelirim
dinlen bir nefes al koynumda
aşkın durulup, yüreğin susunca giderim
10 Kasım 2011 Perşembe
8 Kasım 2011 Salı
18 Kasım Hindi Zahra konseri..
Paris treninde pencereden dışarıyı seyrederken şarkılarını dinleyip durduğum o güzel yolculuğa atfen..
7 Kasım 2011 Pazartesi
1 Kasım 2011 Salı
Jacques Prévert- Edip Cansever
Déjeuner du matin
Il a mis le café
Dans la tasse
Il a mis le lait
Dans la tasse de café
Il a mis le sucre
Dans le café au lait
Avec la petite cuiller
Il a tourné
Il a bu le café au lait
Et il a reposé la tasse
Sans me parler
Il a allumé
Une cigarette
Il a fait des ronds
Avec la fumée
Il a mis les cendres
Dans le cendrier
Sans me parler
Sans me regarder
Il s'est levé
Il a mis
Son chapeau sur sa tête
Il a mis son manteau de pluie
Parce qu'il pleuvait
Et il est parti
Sous la pluie
Sans une parole
Sans me regarder
Et moi j'ai pris
Ma tête dans ma main
Et j'ai pleuré
Dans la tasse
Il a mis le lait
Dans la tasse de café
Il a mis le sucre
Dans le café au lait
Avec la petite cuiller
Il a tourné
Il a bu le café au lait
Et il a reposé la tasse
Sans me parler
Il a allumé
Une cigarette
Il a fait des ronds
Avec la fumée
Il a mis les cendres
Dans le cendrier
Sans me parler
Sans me regarder
Il s'est levé
Il a mis
Son chapeau sur sa tête
Il a mis son manteau de pluie
Parce qu'il pleuvait
Et il est parti
Sous la pluie
Sans une parole
Sans me regarder
Et moi j'ai pris
Ma tête dans ma main
Et j'ai pleuré
Jacques Prévert
KAHVALTI
Fincana
Kahveyi koydu
Kahveye
Sütü koydu
Sütlü kahveye
Şekeri koydu
Kaşıkla
Karıştırdı
Sütlü kahveyi içti
Sütlü kahveye
Şekeri koydu
Kaşıkla
Karıştırdı
Sütlü kahveyi içti
Fincanı yerine koydu
Benimle konuşmadan
Bir sigaraYaktı
Dumanlarıyla
Halkalar yaptı
Külleri
Kül tablasına döktü
Benimle konuşmadan
Yüzüme bakmadan
Yerinden kalktı
Şapkasını
Başına koydu
Yağmurluğunu
Sırtına geçirdi
Yüzüme bakmadan
Hiç konuşmadan
Yağmur yağıyordu
O yağmurda
çekip gitti
Ben de
Kapatıp avuçlarımı yüzüme
Ağladım ağladım.
Benimle konuşmadan
Bir sigaraYaktı
Dumanlarıyla
Halkalar yaptı
Külleri
Kül tablasına döktü
Benimle konuşmadan
Yüzüme bakmadan
Yerinden kalktı
Şapkasını
Başına koydu
Yağmurluğunu
Sırtına geçirdi
Yüzüme bakmadan
Hiç konuşmadan
Yağmur yağıyordu
O yağmurda
çekip gitti
Ben de
Kapatıp avuçlarımı yüzüme
Ağladım ağladım.
(çeviri: Tahsin SARAÇ)
.....
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip Cansever
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip Cansever
29 Ekim 2011 Cumartesi
Zihnimin güncel görsel hali
Biriktir, biriktir...
Birikenleri ayır, ayır, sınıfla.
Sil, silmeye kıyamadıklarını yok say.
Yer değiştir, dışarı taşı.
Başını kaldırıp da gökyüzünü göremediğini farkedince,
Haydi yeni baştan fırlat, sil, yoksay...
Birikenleri ayır, ayır, sınıfla.
Sil, silmeye kıyamadıklarını yok say.
Yer değiştir, dışarı taşı.
Başını kaldırıp da gökyüzünü göremediğini farkedince,
Haydi yeni baştan fırlat, sil, yoksay...
22 Ekim 2011 Cumartesi
Unutuşun etkisinden korunacakları biriktirmek
"Unutma bellek yitimi değildir. Unutma, geçmişteki gövdenin ruha geri dönüşüne hayır demektir. Unutma, dağılabilen bir şeyin silinişiyle karşı karşıya gelmez asla: Dayanılmaz olanın gömülmesine meydan okur. Akılda tutmak, dönüşü umutla beklenen şeyin saklanması için yitmesi gereken tüm o "kalıntıların" unutuluşunu düzenlemeye dayanan işlemdir. Geri dönüş böylece kıtlığı ve feragati getirir. Bellek, öncelikle unutulacaklar arasında yapılan bir seçimdir, sonrasındaysa, unutuşun etkisinden korunacakları biriktirmektir. Hepsi bu."(...)"Unutma, silen ve sınıflandıran, karanlıklardan çıkaran ve gömen, unutulmuşu ve akılda tutulanı sonsuza dek birleştiren ilk edimdir."
Adı Dilimin Ucunda, Pascal Quignard
fayda-sız
16 Ekim 2011 Pazar
11 Ekim 2011 Salı
Green Grass
Tom Waits, Cibelle
"...Lay down in the green grass, remember when you loved me..."
8 Ekim 2011 Cumartesi
4 Ekim 2011 Salı
"The Day-to-Day Life of Albert Hastings" by KayLynn Deveney
29 Eylül 2011 Perşembe
25 Eylül 2011 Pazar
24 Eylül 2011 Cumartesi
Dua
"Bugün bana bir işaret ver.Yapmaya çalıştığım şeylerin herbirine dikkat ettiğinle ilgili... Ve bunu öyle bir şekilde yap ki, bana sürpriz olsun ve senden geldiğinden bir şüphe olmasın..."
Dr. Joe Dispenza
16 Eylül 2011 Cuma
Umursamaz bağımsızlık
"Herşey iyi de, diyeceksiniz, kedi sevmek nedir? Kedi sevmek insanları, sokakları ve şeyleri sevmekten farklı birşey mi? Bilge Karasu, 'kedi sevmek, kedinin, kendisini seven (kendisinin de sevdiği) kişi karşısındaki umursamaz bağımsızlığını baştan kabul etmek demektir' der bir masalında, ben bu farklı sevme biçimini bundan daha iyi tanımlayan bir cümleye rastlamadım bugüne dek. Sahip olmayı yadsıyarak, ya da, sahip olmamayı göze alarak sevmek insanoğluna pek güç gelir (...) Sevgiyle mülkiyet duygusu öteden beri ortak yaşardır onda, sevgi bağını çoğu kez de tek yanlı, gerçek bir bağ haline sokmaya alışmıştır (...) Sevdiği kişinin bağımsızlığına da, kendi bağımsızlığına da kolay kolay katlanamaz.(...)"
Enis Batur13 Eylül 2011 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)